Herkese Merhabalar;
Bu sefer gezegenimizin de en büyük problemi olan iklim değişikliği ile alakalı bir kaç yazı yazmak istedim.
İklimlerin neden değiştiğini DSİ kaynaklarından yola çıkarak bilgiyi göstermek istedim.
Sırasıyla Gidersek…
İçerik
İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİN NEDENİ NEDİR?
Dünyanın iklimi; güneşten gelen enerji miktarından, atmosferdeki sera gazı ve aerosol miktarına, güneş enerjisinin ne kadarının tutulacağı ya da yansıyacağını belirleyen yeryüzü özelliklerine kadar, pek çok faktörden etkilenmektedir. Karbon Dioksit (CO2), Metan (CH4) ve Azot (N2O) gibi sera gazlarının atmosferdeki yoğunlukları, endüstri devriminin başından bu yana önemli ölçüde artmıştır. Bu durum büyük oranda fosil yakıt kullanımı, arazi kullanımındaki değişiklikler ve tarım gibi insan faaliyetleri nedeniyle gerçekleşmiştir. Örneğin, günümüzde atmosferdeki karbon dioksit yoğunluğu son 650 000 yıldan daha yüksek düzeye gelmiş ve son on yılda, 1960 yılında ölçümler başladığından bu yana ölçülenden çok daha hızlı artmaktadır. Sonuç olarak, 1750 yılından beri gerçekleştirilen insan faaliyetlerinin dünya üzerinde küresel ısınma etkisine yol açtığı genel olarak kabul edilmektedir.
ŞU ANA KADAR İKLİMDE NE GİBİ DEĞİŞİKLİKLER GÖZLENMİŞTİR?
İklimde gözlenen değişiklikler
Günümüzde küresel ısınma tartışılmaz bir gerçektir. Hava ve okyanus sıcaklıklarının arttığını, kar ve buzulların yaygın bir şekilde eridiğini ve deniz seviyelerinin yükseldiğini gösteren pek çok araştırma bulunmaktadır. Daha özele inildiğinde, son 12 yılın 11’i (1995-2006) küresel sıcaklığın ölçüldüğü 1850 yılından bu yana kaydedilen 12 en sıcak yıl arasında yer almaktadır. Son yüzyıl boyunca (1906 – 2005) küresel sıcaklık 0.74°C oranında artış göstermiştir. 20. yüzyıl boyunca küresel deniz seviyesi, dağlardaki ve kutup bölgelerindeki kar ve buzulların erimesinden dolayı 17 cm yükselmiştir. Bunların yanı sıra, Antarktika’daki sıcaklık ve buzullarda, okyanus tuzluluk oranlarında, rüzgar modelleri ve kuraklıklarda, yağış ve tropik siklonlarda olmak üzere bölgesel değişiklikler de gözlenmiştir. Önceki 1300 yıl ile karşılaştırıldığında, son yarım yüzyıldaki sıcaklıklar oldukça sıradışıdır. Kutup bölgelerinin günümüzden daha sıcak olduğu son zaman 125 000 yıl önce yaşanmış ve deniz seviyesinde 4 ila 6 metrelik yükselme meydana gelmiştir. Günümüzde İklim Değişikliğine Neden Olan Etkiler
Son 50 yılda küresel sıcaklıkta gözlenen artışların büyük bölümünün nedeni insan kaynaklı sera gazı salınımlarıdır.
21. YÜZYIL İÇİN VE UZUN DÖNEMDE BEKLENEN DEĞİŞİKLİKLER NELERDİR?
21.Yüzyıl için öngörülen sıcaklık değişiklikleri
Önümüzdeki 20 yıl boyunca ortalama küresel sıcaklığın 10 yıl başına 0.2°C civarında artış göstermesi beklenmektedir. Sera gazı salımlarının mevcut oranlarda ya da bunların üstünde devam etmesi, 21. yüzyılda küresel sıcaklıkta daha fazla artışa ve daha fazla iklimsel
değişikliğe yol açacaktır. 2000 yılında alınan Ek azaltım önlemlerinden başka önlemler öngörmeyen Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) Senaryolarına göre, 1980’den 21. yüzyıl sonlarına kadar olan küresel sıcaklık artışı ile ilgili en iyi tahminler, 1.8°C (1.1 – 2.9°C) den 4°C (2.4 – 6.4°C)ye kadar değişmektedir. 21.Yüzyıl için öngörülen diğer değişiklikleri 21. yüzyıl sonuna kadar küresel deniz seviyesinin ortalama 18 ila 59 cm civarında yükselmesi beklenmektedir. Isınmanın karalar, kuzeydeki yüksek enlemlerde en çok, Güney Okyanus ve Kuzey Atlantik Okyanusunun çeşitli kısımlarında en az olması beklenmektedir. Diğer değişiklikler, okyanusların asitlenmesi, azalan kar yüzeyi ve deniz buzulları, daha sık değişen sıcaklık dalgaları, yoğun yağışlar ve daha şiddetli tropikal siklonlar olarak ortaya çıkacaktır. Uzun Dönemde Beklenen Değişiklikler Atmosferdeki sera gazı salımları sabitlense bile, insan faaliyetleri sonucu oluşan ısınma ve deniz seviyesindeki yükselme yüzyıllar boyunca devam edecektir Eğer ısınma yüzyıl boyu artmaya devam ederse, bu durum Gröland buz tabakasının tamamen erimesine ve küresel deniz seviyesinin 7 metre artmasına yol açacaktır.
DÜNYA İKLİMİNİ HANGİ FAKTÖRLER ETKİLEMEKTEDİR?
İklim sistemi, atmosfer, yeryüzü, kar ve buzullar, okyanuslar ve diğer su kaynakları ile canlılardan oluşan karmaşık ve etkileşimli bir sistemdir. İklim sisteminin atmosfer bileşeni, genellikle ortalama hava olayları olarak tanımlanan iklimi belirler. İklim genellikle, sıcaklık, yağış ve rüzgarlarda görülen değişikliklerin aylıktan milyonlarca yıllık zaman dilimlerine kadar değişen bir süre içerisinde ortaya çıkması olarak tanımlanır (Ortalama zaman dilimi 30 yıldır). İklim sistemi zamanla, kendi iç dinamiklerinin etkisinde ve iklimi etkileyen dış etkenlerdeki değişikliklere bağlı olarak evrimleşir. Dış etkenler, atmosferin yapısını değiştiren insan kaynaklı faktörler kadar, volkanik patlamalar, güneş sıcaklığındaki değişmeler gibi doğal olayları da içermektedir. Güneşten yayılan radyasyon iklim sisteminin gücünü oluşturmaktadır. Dünyanın radyasyon dengesini değiştirmek için üç temel yol bulunmaktadır:
1. Güneşten gelen radyasyonu değiştirmek (ör. Dünya yörüngesini veya Güneş’in konumunun değiştirilmesi
2. Yansıyan güneş radyasyonu miktarının değiştirilmesi (ör.bulutluluk oranında veya atmosferi oluşturan partiküllerde değişiklik)
3. Dünyadan uzaya geri gönderilen uzun dalga radyasyonların değiştirilmesi (ör. atmosferdeki sera gazı yoğunluğunun değiştirilmesi)
Bunun sonucunda iklim, çeşitli geri besleme mekanizmalarıyla bu tür değişikliklere dolaylı veya doğrudan tepki verir.
İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ VE HAVA ARASINDAKİ İLİŞKİ NEDİR?
İklim değişikliği genel olarak ortalama hava durumu olarak tanımlanır ki bu hava durumu ile iklim değişikliği birbiriyle iç içe geçmiş durumdadır. Gözlemler hava olaylarında dikkat çekici oranda değişikliklere işaret etmektedir ve hava durumunda görülen bu değişikliklere
ilişkin istatistikler iklim değişikliği olarak da tanımlanabilir. İklim ve hava yakından ilişkili olsa da aralarında önemli farklılıklar da bulunmaktadır. Bilim adamları bundan bir kaç hafta sonraki havayı tahmin edemezken 50 yıl sonraki iklim durumunu nasıl bilebildikleri sorusunun, yaygın bir yanlış anlamadan kaynaklandığı söylenebilir. Havanın karmaşık doğası bir kaç günden ötesinin hava durumunun tahmin
edilmesini engeller. Atmosferin yapısına veya diğer faktörlere bağlı olarak iklimdeki değişiklikleri tahmin etmek ise oldukça başka ve daha baş edilebilir bir sorundur. Benzetme yapmak gerekirse, bir insanın hangi yaşta öleceği tam olarak belli değilken, sanayileşmiş ülkelerdeki erkeklerin ortalama ölüm yaşı 75 civarındadır. Bu konudaki diğer bir yaygın yanılgı da soğuk bir kışın ya da kürede yer alan ve soğumakta
olan bir bölgenin küresel ısınmaya karşı bir kanıt oluşturduğudur. İklim değiştikçe sıklığı ve yoğunluğu değişse de her zaman aşırı sıcak ve soğuklar olacaktır. Ancak hava uzay ve zaman yönünden ortalama olarak ölçüldüğünde, verilerden kürenin ısındığı gerçeği ortaya
çıkmaktadır.
SERA ETKİSİ NEDİR?
Güneş, çoğunlukla tayfın görünür ya da yarı görünür bölümünde (ör. ultraviyole), çok kısadalgalarla ısı yayarak iklimin ana unsurunu oluşturur. Dünya atmosferine ulaşan güneşenerjisinin kabaca üçte biri doğrudan uzaya geri yansımaktadır. Geriye kalan üçte ikisi ise yeryüzü tarafından ve daha az oranda atmosfer tarafından emilmektedir. Dünya Güneştençok daha soğuk olduğu için, özellikle tayfın kızılötesi kısmında çok daha uzun dalgalarda radyasyon yayar. Yeryüzü ve okyanuslar tarafından salınan bu termal radyasyon bulutlar da dahil olmak üzere, atmosfer tarafından emilir ve tekrar dünyaya yayılır. Buna sera gazı etkisi denir. Bir seradaki cam duvarlar hava akımını düşürür ve içerideki hava sıcaklığını arttırır. Benzer şekilde, ancak farklı bir fiziksel süreçten sonra, Dünya’nın sera etkisi gezegenin yeryüzünü ısıtır. Doğal sera etkisi olmasaydı, yeryüzünün ortalama sıcaklığı suyun donma noktasının altında olacaktı. Bu nedenle, Dünyanın doğal sera etkisinin, bugün bildiğimiz yaşamı mümkün kıldığı söylenebilir. Ancak, insan faaliyetleri, özellikle fosil yakıtların kullanımı ve ormanların tahrip edilmesi,
doğal sera etkisini arttırarak küresel ısınmaya yol açmıştır.
İNSAN FAALİYETLERİ İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİ NASIL ETKİLER
İnsan faaliyetleri, Dünya atmosferindeki sera gazı, aerosoller ve bulutluluk oranını etkileyerek iklim değişikliğine neden olur. İnsan faaliyetleri kapsamında bilinen en büyük neden atmosfere karbon dioksit salan fosil yakıtların yakılmasıdır. Sera gazları ve aerosoller, Dünya’nın enerji dengesinin bir parçasını oluşturan, güneşten gelen ve yer kabuğundan yansıyan termal (kızılötesi) ışınlar arası dengeyi değiştirerek iklim değişikliği üzerinde etkili olurlar. Söz konusu gaz ve parçacıkların atmosferdeki miktar ve özelliklerinin değişmesi iklim sisteminde bir ısınma ya da soğumaya yol açar. Sanayileşme döneminin başlangıcından bu yana (1750), atmosfer üzerindeki insani etkiler daha çok ısınmaya yönelik gerçekleşmiştir. Bu dönem süresince iklim üzerindeki insani etkiler doğal süreçler sonunda gerçekleşen değişimleri büyük oranda aşmıştır.
DÜNYA SICAKLIĞI NE YÖNDE DEĞİŞMEKTEDİR?
Gözlemler, geçtiğimiz 157 yılda, bölgesel farklılıklar olmakla birlikte, yeryüzü sıcaklığının küresel ölçekte arttığını göstermektedir. Küresel ortalamada, son yüzyıldaki ısınma iki aşamada gerçekleşmiştir; 1910’lardan 1940’lara (0.35°C) ve 1970’lerden günümüze (0.55°C). Artan ısınma oranı daha çok son 12 yılda gerçekleşmiş ve tüm zamanların kaydedilen en sıcak 12 yılın 11’i bu son 12 yıl içerisinde gerçekleşmiştir. Küredeki ısınma, okyanusların ısınması, deniz seviyelerindeki yükselme, Kutuplardaki buzullardaki erimeler ve Kuzey Kutbu kar kalınlığındaki azalma ile kanıtlanmaktadır.
YAĞIŞLARDAKİ DEĞİŞİMLER NELERDİR?
Gözlemler yağışların miktar, şiddet, sıklık ve türünde değişmeler göstermektedir. Yağışların bu özellikleri bölgeden bölgeye büyük farklılıklar göstermektedir. 1900 ile 2005 yılları arası yağış düzenindeki eğilimlere göre, yağışlar Kuzeydoğu ve Güney Amerika, Kuzey Avrupa ve Kuzey ile Orta Asya’da artarken, Sahel, Güney Afrika, Akdeniz ve Güney Asya’da azalmıştır. Kuzey bölgelerde artık kar yerine daha çok yağmur şeklinde yağışlar gözlenmeye başlanmıştır. Bu değişikliklere dünya okyanuslarındaki ısınmaya bağlı olarak buharlaşma oranında yaşanan artış da eşlik etmektedir. Buna ilaveten dünyanın çeşitli bölgelerinde kuraklık ve sel baskınlarında da artış yaşanmaktadır.
GÜNÜMÜZDEKİ İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ
İklim dünya tarihi boyunca çeşitli ölçüde değişiklikler göstermiştir. Günümüzdeki iklim değişikliğinin bazı boyutları olağan olmakla birlikte, büyük oranda olağandışı bir durumdur. Atmosferdeki CO2 konsantrasyonları geçmiş yarım milyon yıldakine oranla rekor seviyelere ulaşmış ve bu yüksek bir hızla gerçekleşmiştir.Günümüzde, küresel sıcaklık geçtiğimiz beş yüzyıldakine oranla çok daha yüksek seviyelere ulaşmıştır.
Eğer ısınma engellenememeye devam ederse, iklim değişikliğinin etkileri, içinde bulunduğumuz yüzyıl içerisinde coğrafi açıdan beklenmedik sonuçlara yol açacaktır. Mevcut iklim değişikliğinin bir başka sıra dışı nedeni, geçmiş iklim değişikliklerinin doğa olaylarına bağlı olması karşısında mevcut değişikliğin daha çok insan faaliyetleri kaynaklı olmasıdır.